Geçtiğimiz ekim ayında 25 yaşımı doldurmuş bulundum. Çok fazla anlam katmadığım bu günde aniden aklıma bir düşünce geldi. Artık 30 yaşıma, 20 yaşımdan daha yakınım. Üzerine dalıp gittiğim düşünce kırıntılarının bazılarını ilerde okumak için burada paylaşıyorum. Merhaba yetişkinlik, güle güle gençlik.
Dediğim gibi artık 25.1 yaşımdayım. Yavaştan yetişkinliğe doğru ilerlediğimi düşünüyorum ama bunun endişe yaratmasını istemiyorum. Ne bir şeylere geç kalıyorum ne de bir şeyleri kaçırıyorum. Her yaşın kendi büyüsünün olduğunu düşünüyorum. Çoğu kişi gibi benimde istediğim şey, geçmişe dönüp keşke dememek. Bu yüzden yaşamak istediğim şeyleri çok geciktirmeden yapmak istiyorum. Bunun yanı sıra bir şeyleri kaçırdıysam bile geç değil. Bazı şeylerin yaşı yok. Doğru zaman ve doğru yerde istediklerimi yapacağımı biliyorum.
20-25 arası iyisiyle-kötüsüyle geçti. Artık 25-30 arasında hayatın bana neler getireceğini göreceğim. Umuyorum ki, her bir yaşım birbirinden güzel geçer. Bunun sadece istemekle de olmayacağını bilmiyorum. Güzelleştirmek için belki de daha çok çalışmam, daha çok yorulmam gerekiyor. İleride bunları okuyup neler yaşadığımı editlerim 🙂
Buraya yazmamda ki amaç ise biliyorum ki yalnız değilim. Benim gibi böyle bir düşünceye kapılan birileri varsa yalnız olmadıklarını bilmeleri. 25.1-35.1-45.1 hepsi aynı. Bundan sonraki her bir yaşınızın dolu dolu geçmesi dileğiyle.
Zamanınıza değer verin. Sahip olduğunuz tek şey budur. Paranızdan daha önemlidir. Arkadaşlarınızdan daha önemlidir. Her şeyden daha önemlidir. Zamanınız sahip olduğunuz tek şeydir.
Bilgenin Güncesi : Naval Ravikant